DDP Açıklamasına Cevap: “Sağ ile Aranıza Mesafe Koyun!” - 2

Uyarı 1 - Sağcılar giremez: Bu yazı EMO içindeki devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever, çağdaş mühendislere yönelik bir yazıdır. Yazı Frekans, Meslekte Birlik vb adlarla iktidar yanlısı çalışma yapan hiç bir grubu ilgilendirmez. EMO’da demokrat mücadelenin büyütülmesi için yazılmış bir eleştiri yazısıdır. Yukarıdaki tanım kümelerinden herhangi birisi içinde değilseniz, yazı yanlışlıkla elinize geçtiyse okumayıp es geçiniz. Buradaki kavramlar, önermeler, ifadeler iktidar yanlısı anlayışların anlayacağı konular da değildir.

Uyarı 2 - Dikkat yüksek dozda politik eleştiri içerir: “Siyasi Mevta Ali Yiğit Anısına: Ankara’da da, Türkiye’de de Sağa ve Liberalizme Geçit Yok” yazımızın en başında “bu yazının temel muhattabı olan kişiden ricamızın “kendisine hakaret edildiği” savı ile mağduru oynamaya çalışmamasıdır. Yazılanlar sert olabilir ancak hakaret içermez.” demiş ve tek kelime hakaret etmemiş olmamıza rağmen bu kez merhumun grubunun yazısının tamamı “hakaret ettiğimiz” iddialarıyla doluydu. Birileri için “eleştiri” ve “özeleştiri” kavramları tarihin tozlu raflarında bıraktıkları kavramlar olabilir ancak demokratlar arasında doğru yolu bulma tartışmalarının en temelinde eleştiri ve özeleştiri vardır. Kendimizden olanın hatalarını eleştirmez ve mahkum etmezsek, günün sonunda hatalı durumun uygulayıcılarından birisi oluruz. Bu noktada eleştirmeye ve devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever ve çağdaş mühendislerin ilkeli hattını yeniden hep birlikte çizmeye çalışmaya devam edeceğiz. Tekrar ediyoruz yazımız hakaret içermez. Somut yazıyoruz ve somut sorular soruyoruz, somut yanıtlar bekliyoruz. 

DDP’nin 31 Mayıs tarihli yazısına iki bölümden oluşan bir yazı dizisiyle yanıt veriyoruz. Yazı dizisinin ikinci yazısını aşağıda sunuyoruz. İlk yazıya ulaşmak için tıklayınız: DDP’nin 31 Mayıs Açıklamasına Cevap: “Sağ ile Aranıza Mesafe Koyun!” - 1
 

DDP’nin 30 Yıllık EMO Ankara Geçmişi ve Üç Dönemlik Yenilgi

DDP, EMO Ankara Şubesi’nde en çok bilinen, en çok temsil edilmiş gruplardan biridir.
Yaklaşık 30 yıl boyunca demokrat yönetim anlayışının ana taşıyıcısı olmuş; EMO Ankara Şubesi’nin yönünü belirlemiştir.

Ancak bu geçmiş, beraberinde büyük bir sorumluluk da getirmektedir. Çünkü son üç dönemde Ankara Şubesi yönetimi üst üste kaybedilmiştir. Ve bu kayıpların son ikisi, doğrudan sağcı Frekans ekibine karşı yaşanmıştır.

Diğer demokrat grupların bu süreçlerdeki pozisyonları elbette tartışılabilir. Ancak yaklaşık 30 yıl boyunca demokratlar adına yönetimde belirleyici olan bir grubun, bu yenilgi sürecindeki ana sorumluluğu taşıdığı tartışmasızdır.

DDP, bu yenilgi karşısında öz gücüne dönmek, örgütlenmeyi büyütmek yerine “kısa yol” arayışına girmiştir. Ve ne yazık ki bu kısa yol demokrat bir yol olmamıştır.

Konya Operasyonu: Sağcılıkla Uzlaşının Belgesi

Seçim yenilgilerinden sonra DDP’nin geliştirdiği temel strateji, Ankara’nın demokratlarca geri alınmasını, örgütlenmeyi büyüterek değil, harita üzerinde mühendislik yaparak sağlamaktı.

Bu stratejinin en kritik adımı ise Konya’nın EMO’dan koparılarak ayrı bir şube haline getirilmesiydi.

Gerekçeleri açıktı: DDP’ye göre Konya’dan gelen “iktidar yanlısı bindirilmiş kıtalar”dan kurtulursak Ankara’daki demokratlar seçim kazanır.

DDP’nin Ankara’yı geri alma hedefi doğrultusunda geliştirdiği yöntem; demokratik değil, sağ uzlaşmacıydı. DDP Ankara’daki Frekans temsilcileriyle, Konya’daki gerici temsilcilerle görüştü ve anlaştı.

Bu sadece bir yorum değildir, belgelidir. Belge yine “meşhur siyasi mevta Ali Yiğit” imzalıdır: 

  • EMO Ankara Şubesi 27. Dönem Genel Kurulu’nda, merhum Ali Yiğit ve Frekans ekibinden temsilcileri ortak imzayla Konya’nın şube yapılması önergesini sunmuştur.
  • Bu önerge, bir kişi hariç oybirliğiyle Ankara Genel Kurulu’ndan geçmiştir.
  • EMO 49. Dönem Genel Kurulu’na katılan herkes bilir. Genel Kurul’da DDP temsilcileri, bu önergeyi sağcı ekiplerden daha coşkulu savunmuştur.
  • Genel Kurul’da “Konya’nın sağa teslimini” demokratikleşme olarak sunmuşlardır.

12 Eylül işkencelerinden geçmiş olduğunu söyleyenlerin, 12 Eylül’ün ideolojik mirasçılarına zemin sunması tarihi bir çelişki, politik bir utançtır.

Neyse ki Genel Kurulda Mühendis Meclisi ve Toplumcu Mühendisler Platformu’ndan arkadaşların konuşmaları ve tüm şubelerden gelen ve EMO’da hala umut olduğunu bizlere kanıtlayan demokrat tabanın iradesiyle bu girişim boşa çıkarılmıştır. [Konya merkezli Konya Şubesi oluşturulmasına yönelik önerge (Ek-43), görüşmeye açıldı ve 211 kabul oyu ile (görüşmeye katılan 534 delege) 2/3 çoğunluk sağlanamadığı için reddedildi. Bkz: EMO 49. Genel Kurul Tutanakları – Madde 15.1]

Sonuç olarak Konya’nın şube yapılması için Frekans ekibi ile ortak karar almanın siyasi mimarı DDP’dir. DDP, bu süreçte demokratların kendi öz gücüne güvenmemiş ve inanmamış, sağla pazarlığa dayalı çözüm aramıştır ve demokrat gelenekte telafisi oldukça güç bir gedik açmıştır.

  • Bugün Frekans kadrosunu Oda’ya alan,
  • Aykut Selvi’yi işten çıkaran,
  • Bu süreçleri meşrulaştıran yazılar yazan ve savunanlar,

o gün Konya'yı şube yapmaya çalışanlarla aynı politik hatta yürümektedir.

Bunlar birbirinden bağımsız gelişmeler değil, aynı stratejinin farklı cephelerde uygulanışıdır.

EMO Genel Kurulu Sonrası DDP’nin Tavrı

49. Dönem EMO yönetimine 2 DDP, 2 DDM, 2 Şubeler Platformu ve 1 Mühendis Meclisi üyesi ortak liste ile yönetime girmiştir. Yönetimdeki en önemli görevlerden birisi olan yazmanlık görevini DDP’den yönetime giren bir arkadaş almıştır.

Gerek yönetime DDP’den 2 kişi girmesinde, gerekse DDP’nin yazmanlık almasında Mühendis Meclisi’nin önemli katkısı vardır. Mühendis Meclisi olarak yönetime ve yazmanlığa DDP’yi önerirken hareket noktalarımız şöyleydi:

  1. Mühendis Meclisi bileşenleri ile DDP’nin yaklaşık 20 yıla yakın sürdürdüğü yol arkadaşlığı olması (***)
  2. DDP’den 2 kişinin bulunduğu koşullarda yönetimde bir dengenin sağlanmış olması
  3. Mühendis Meclis’in bu dönemdeki en temel hedefinin Oda’nın sağcılaşmasına karşı mücadele olması ve Ankara’nın sağdan geri alınması için Ankara’da belirleyici gruplardan birisi olan DDP’nin temsiliyetinin ve yazmanlığının önemli olması.

DDP’den EMO yazmanı olan, geçmişte Ankara Şube başkanlığında da bulunan ve yurtdışında yaşayan arkadaş; hem Mühendis Meclisi temsilcilerine hem de EMO demokrat kamuoyuna Genel Kurul sonrasında ülkeye geri döneceğini, aktif bir yazmanlık sürecine paralel olarak Ankara Şube’nin geri alınması için etkili bir çalışma yapacağının sözünü verdi.

Gelin görün ki, DDP’li arkadaşlar yönetime girdiklerinden hemen sonra Ankara’nın geri alınması konusunu ile ilgili verdikleri sözleri unuttu.

(***) Mühendis Meclisi yeni bir oluşum olsa da, Meclis bileşenlerinin DDP ile; yetkin mühendisliğe, akreditasyon ve hizmet üretimine, odanın ticarileştirilmesine karşı uzun yıllar vermiş olduğu ortak bir mücadele söz konusudur.

Ankara Şube ile Kapalı Kapılar Arkasında “Bir Senden Bir Benden” Pazarlığı

Mühendis Meclisi olarak biz, DDP’nin Ankara’nın sağcı Frekans ekibinden geri alınmasında kilit bir rolde olduğunu düşünürken, gördük ki DDP kendisini hiç de öyle konumlandırmamış. Bu örnek 49. Dönem yönetiminin en başında çiceği burnunda DDM-DDP alaşımının ilk icraatlarından.

29.07.2024 tarihinde EMO başkanı ve “remote yazman” tarafından bir personel alımı konusu apansız YK toplantı gündemine gelmiştir. Konu Ankara Şube’ye bir müdür ve bir teknik müdür alınması konusudur. Toplantının son anında “el çabukluğu marifet” olarak geçirilmek istenen teknik müdür hepimizin tahmin edeceği üzere iktidar yanlısı Frekans ekibinin önerdiği bir personelidir.

Maharetli başkan ve remote yazman kafa kafaya verip Ankara Şube ile YK’nın haberi olmadan pazarlığa oturmuşlar ve merhum Ali Yiğit’in önceki yazısında salık verdiği üzere “amatör amatör çalışması için” DDP ekibinden bir arkadaşın Ankara Şube’ye müdür olarak alınması karşılığında Frekans’tan da bir kişiyi teknik müdür olarak almayı kabul etmişler. İşte DDP’nin yazısının başında vurguladığı “seçimle gelen EMO Yönetim Kurulu ile uyumlu çalışıyor olması” koşuluna bire bir uyan “uyum” bu sanırız!

Yönetim Kurulu’nda Meclis adına bulunan arkadaşımız sağcılarla yapılan bu pazarlığa ve sağcı personel alınmasına çok sert tepki vermiş ve “İlgili kararla ilgili karar önerisi yönetim kurulu toplantısı öncesinde yönetim kurulu ile paylaşılmamış, toplantının son anında YK yazmanı tarafından gündeme getirilmiştir. Personel alımı gibi konular odanın çalışmasını doğrudan ilgilendiren konular olduğu için tüm yönetim kurulu üyelerinin bilgisi dahilinde, belli bir personel politikası doğrultusunda, odanın çıkarları gözetilerek kolektif olarak alınmalıdır. Alınan bu karar bu ilkelerin hiçbirisine uymaksızın YK yazmanı ve YK başkanı tarafından YK geneline dikte edilmiş, demokratlığın asgari ilkelerinden birisi olan kolektif yönetim anlaşına aykırı bir tavırla tepeden inme bir şekilde, diğer YK üyelerinin bilgisi olmadan alınmıştır. Alınan bu dayatma karardaki bir diğer temel sorun ise kararın Oda’nın çıkarlarına ve demokrat ilkelere aykırı bir şekilde Ankara Şube YK ile kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklar sonucunda alınmış olmasıdır.” diyerek EMO’daki etkin yönetim anlayışına TMMOB ilkelerini hatırlatmıştır.

Akabinde geçmiş hukukumuza dayanarak DDP ile Mühendis Meclisi temsilcileri olarak ortak toplantı yaptık. Bu toplantıda DDP’den arkadaşları çok sert biçimde eleştirdik. “Demokrat saflarda bulunduğunu iddia eden kişi ve gruplar demokratlarla görüşmeli, gerici ve faşistlerle arasına mesafe koymalıdır.” dedik ve bir sonraki toplantıda alınan kararın geri çekilmesini talep ettik. Ankara genelinde diğer demokrat gruplar da Frekans ile yapılan personel pazarlığını eleştirdi ve bunun sağın örgütlenmesinin önünü açacağını vurguladılar.

Ve gerçekten bir sonraki toplantıda aynı YK ekonomik gerekçelerle kendi almış olduğu Frekans personelini işten çıkarmak zorunda kaldı.

Meclis olarak ve Ankara’daki DDM-DDP birlikteliği dışındaki demokrat gruplar olarak o süreçte odada sağın önünü açacak bu girişimi kesmekte başarılı olsak da, DDM-DDP alaşımı “sağcı personel alım” ısrarından vazgeçmedi.

DDP-DDM Birlikteliği Frekansın Personelini Sonunda İşe Alıyor

Tarih Mart 2025. Yine bir YK toplantısı yine bir mizansen. EMO başkanı Ankara Şube başkanı ile konuşuyor. Şube başkanı “siz demokratların reddedemeyeceği yani sözde sağcı olmayan birisini” şubeye teknik görevli olarak almak istediklerini söylüyor. Maharetli EMO başkanı da hemen ikna oluyor ve konuyu YK gündemine getiriyor. 

YK’nın geri kalanının ikna olabilmesi için “DDP’li Ankara Şube müdürü” de toplantıya çağrılıyor. Şube müdürü, “işe alınmak istenen kişi ile aile dostu olduklarını, aslında bu kişinin sağcı değil liberal olduğunu” (ne demekse) söyleyerek ve birkaç örnek vererek toplantıdan hızlıca çıkıyor.

Tabiki mizansenlerle değil ilkelerle hareket ettiğimiz için, Meclis adına yönetimde bulunan arkadaşımız “Frekans ekibinden kim gelirse gelsin ilkesel olarak reddedeceğini” ifade ediyor. Mizansenden sonuç alamayan etkin yönetim anlayışı 5’e karşı 2 red oyuyla liberal diye yutturulmaya çalışılan ama sonradan Frekans delegesi olduğu anlaşılan kişiyi personel olarak almayı tercih ediyor.

“Remote Yazman” Konya’nın Şube Yapılması için Her Türlü Fedakarlığı Yaparak Yurda Döndü

Bilindiği gibi eski yazmanımız yaklaşık bir yıl boyunca Oda’yı Romanya’dan “remote olarak” yönetti. Düşünün 70 bini aşmış üye sayısı ile Türkiye’nin en büyük mesleki demokratik kitle örgütlerinden birisinin en önemli görevini (odanın ve personelin tüm işleyişinden sorumlu olunan görev) nadiren Türkiye’ye gelerek sözde yönetiyorsunuz.

Burada konu yalnızca kişisel veya grupsal sözlerin tutulup tutulmaması değildir. Bu arkadaş kendisine oy veren demokrat delegelere ve genelde tüm oda üyelerine çok büyük saygısızlık etmiştir. Yazısının büyük çoğunluğunu “iftira”, “çirkinlik”, “gerçek dışı iddia”, “itibarsızlaştırma” vb ifadelerle donatan DDP’nin kendi arkadaşlarının yaptığı bu izansız davranışı nasıl yorumladıklarını gerçekten merak ediyoruz.

Ancak işin çok daha ilginç tarafı, kendi sorumluluğunda bir Oda bulunmasına rağmen Oda’yı yönetmek için memlekete sınırlı teşrif eden remote yazman, mesele Konya’nın şube yapılması için demokratların ikna edilmesi olunca işi gücü bırakıp merhum Ali Yiğit ile şube şube gezmeye çıkıyor. DDP’de akıl tutulması hız kesmeden devam ediyor.

Sağa Açılan Kapı: DDP’nin Sessizliği ve Kabullenişi

Sonuç olarak DDP ekibi; DDM’nin odada hegemonya kurmasına yönelik geliştirdiği ve Oda’daki demokratları paramparça eden davranışların baş uygulayıcısı oldu (Bu konuya sonraki yazılarımızda detaylı olarak gireceğiz). (****) 

Merhumun yiğitçe ve göğsünü siper edercesine EMO etkin yönetim anlayışını savunması, DDP’nin de merhumun yazılarını ve dolayısıyla DDM’nin çıkarlarını savunması ve sahiplenmesi; hangi anlaşmalar üzerine kurulu olduğunu bilemediğimiz ama birbirine iyice kaynaşmış bir alaşımın varlığının göstergesidir. 

Bu sahiplenme, yalnızca bir metni değil, o metnin temsil ettiği politik yönelimi de üstlenmektir.

Merhumun yazısı:

  • Sağcı personellerin Oda’ya alınmasını meşrulaştırmakta,
  • Sendikalı mühendisi itibarsızlaştırmakta,
  • Demokratlığı salt geçmiş unvanlara indirgemektedir.

Bu pozisyon, DDP’nin bugün geldiği çizginin aynasıdır. DDP artık:

  • Eleştiriyi bastırmak için somut tek söz söylemeyip demagoji yapan,
  • Sağ ile arasına net çizgiler çekmeyen,
  • Demokratik mücadeleye değil, karşı tarafla uzlaşıya yaslanan bir noktaya savrulmuştur.

Bu savrulmaya karşı sözümüz açıktır: “Sağ ile Aranıza Mesafe Koyun!”

(****) DDM’nin hegemonyası için İstanbul ve Ankara’daki demokratları bölme pahasına Oda’yı paramparça ettiği şu ortamda bile DDM’nin tek kelime etmeyip, onların kılıcının “merhum” Ali Yiğit ve DDP tarafından sallanması, bu kaynaşmanın ve DDM-DDP alaşımının durumunun en açık ispatıdır. DDP bugün DDM’nin akıncı gücüdür.

DDP İçindeki Demokratlara Açık Çağrımızdır

Bu yazının muhatabı, yalnızca DDP yönetimi ya da açıklamayı kaleme alanlar değildir.
Asıl muhatabımız, DDP içinde yer alan, emeğini ortaya koyan, yıllarca demokrat mücadele yürütmüş ama bugün olan biteni içine sindiremeyen arkadaşlarımızdır.

  • Aykut Selvi’nin işten çıkarılmasına içten içe itiraz eden ama yüksek sesle söyleyemeyen,
  • "Merhum" Ali Yiğit’in yazısında savunulan politik yönelimi kabul etmeyen,
  • Sağcılarla açık açık görüşülmesine ve anlaşılmasına itiraz eden,
  • Demokrat mücadelenin ilkelerini korumak isteyen her arkadaşımıza sesleniyoruz.

Bu anlayış DDP’nin geleceği olamaz. DDP bu çizgide devam ederse, demokratların geleceğiyle birlikte kendi iç tutarlılığını da yitirecektir. Ama bu gidişatı tartışmaya açmak, değiştirmeye çalışmak, demokratlığın gereğidir.

Sizi bu anlayışı DDP içinde tartışmaya, Meclis’teki yol arkadaşlarınızla birlikte hareket etmeye, EMO’da sağa, sağcılaşmaya ve sessizliğe karşı hep birlikte söz söylemeye davet ediyoruz.

Mühendis Meclisi, geçmişine değil geleceğine bakan tüm demokratlara açıktır.
Ve biz biliyoruz: Ankara Şubesi’ni, Konya'yı vererek değil; kendi öz gücümüzle, örgütlü mücadelemizle geri alacağız.

“EMO’da Demokratik Mücadeleyi Büyüteceğiz”

 

MÜHENDİS MECLİSİ