EMO'da Demokrat Gruplardan Ortak Açıklama

02 Haziran 2025

EMO Demokrat Kamuoyuna

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve politik kriz, tüm toplumu olduğu gibi mühendislik mesleğini ve mensuplarını da fazlasıyla etkilemiştir. İşsizlik, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları gibi sorunlar giderek daha yakıcı bir hal almaktadır. İktidar, meclisi ve hukuku askıya almış; ülke kararnameler ve keyfi uygulamalarla yönetilir hale gelmiştir. İktidar, siyasi rakiplerini iftira, yalan ve rehin alma metotlarıyla etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır. Kayyumlar ve sivil darbelerle halkın iradesi askıya alınmaya çalışılmaktadır.

EMO Yönetim Kurulu’nun öncelikli görevi, bu sorunlara karşı mücadele etmek; meslektaşların, mesleki, ekonomik, sosyal ve demokratik-politik haklarını korumaktır. Ancak grup çıkarını esas alan antidemokratik uygulamalar ve çalışan haklarını ihlal eden kararlarla enerjisini tüketen bu yönetim anlayışının; demokrasinin ve hukukun ayaklar altına alındığı böylesi bir dönemde, bu hayati görevleri yerine getirmesi beklenemez.

Türkiye’nin yaşadığı derin ekonomik kriz ve sürekli artan antidemokratik uygulamaların gölgesinde, bu uygulamalara karşı birlikte omuz omuza mücadele edilmesi gerekirken; EMO YK’nın aldığı bazı kararlar ve sergilediği tutumlar bizleri hayal kırıklığına uğratmaktadır. Demokratik ilkelerden uzak ve meslektaşlarının haklarını göz ardı eden bu yönetim anlayışı, demokrat gelenekle bağdaşmamaktadır.

Demokrat kamuoyunun da yakından bildiği gibi, aynı anlayış EMO İstanbul Şubesi’nde de kendinden olmayanı değersizleştirme, ötekileştirme ve etkisizleştirme tavırlarıyla güven ilişkisini zedelemiş; kolektif ve verimli bir çalışmayı olanaksız hale getirmiştir. EMO Yönetimi, İstanbul Şube’de 3 asıl üyenin istifa etmesi ve 5 yedek üyenin asıl üyeliği kabul etmemesi sonucu 6 kişi kalarak, şubenin yönetimsiz kalmasının baş sorumlusu olmuştur. Bardağı taşıran damla ise, EMO merkez yönetiminin, şube için önemli bir etkinlik olan EEMKON’u merkezi müdahalelerle kendi kontrolü altına almaya çalışması ve bu yolla başlattığı antidemokratik müdahale olmuştur; bu tutum, şube ile merkez arasındaki ilişkilere ciddi zarar vermiştir. İstanbul’da bulunan demokrat gruplara, demokratlar arası hukuku etik olmayan bir şekilde çiğneyerek müdahale etmeye çalışmıştır. Bu ayak oyunları sonucunda şube dengelerini bozmuş, yönetim kurulunu çalışamaz hale getirmiş ve istifalar gerçekleşmiştir. Şube olağanüstü genel kurul talebi EMO’dan talep edilerek haklı bir yürüyüş başlatılmıştır. 6 kişilik sözde İstanbul Şube yönetimi, hali hazırda meşru değildir ve hukuki dayanaktan yoksundur. Yönetim çoğunluğunun sine-i millete dönme talebi, merkez yönetimin hukuksuz tavırlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Mevcut Yönetimin, kendi ana yönetmeliğini yok sayarak; demokratik kültürü hiçe sayan merkeziyetçi dayatmaları, meslektaşların oylarıyla seçilen ancak istifaya mecbur bırakılan yöneticileri ciddiye alıp dinleme gereği bile duymayan tavrı, demokratik katılımcılık ilkesinden uzak yönetim şekli, tekçi ve hiyerarşik yönetim anlayışı, demokratik bir geleneğe sahip olan EMO için utanç vericidir. 

Şubelerin demokratik süreçlerine müdahale eden anlayış, demokrat grupları bölme girişiminde bulunmuştur. Üye oylarıyla seçilen Merkez Yedek YK üyesini de benzer bir dayatmacı tavırla YK gruplarından çıkarmıştır. Bu haliyle yönetim demokratlar arası hukuku ve istişareyi rafa kaldırmıştır.

Merkez yönetimde çoğunluğu bulunan bu anlayışın antidemokratik yaklaşımları, sadece İstanbul Şube’ye özgü değildir. Ankara Şube’nin demokratlar tarafından kazanılması için çalışmalar yürüten Danışma Kurulu da benzer bir anlayış ile yönetilmektedir. Ankara genelinde tek bir grubun grupsal hegemonyasını kurma çabası, demokratlar arasında katılımcı, eşitlikçi ve çoğulcu bir yapının gelişmesini engellemektedir. Danışma Kurulu Divan Başkanı, tarafsız ve kapsayıcı olmak yerine; Danışma Divanı’na herhangi bir şey danışmadan, demokratlar adına yazılar yazıp yayınlamaktadır. Gerçek bir birliktelik için tüm demokratların grupların uzlaşısı ve eşit yönetim anlayışında olması gerekirken; karar alma süreçlerinde tek grubun belirleyici olduğu bu yapı, kendileri dışındaki demokratları pasifize etmeye ve dışarda bırakmaya dönük tavırlarıyla beraber yol yürüme niyetini zedelemektedir. Salt kendi grup çalışmalarının ötesine gitmeyen tavırları sebebiyle gerçek bir örgütlenme faaliyeti yürütmek mümkün değildir. Tüm kurul ve birimlerde kendi kontrolünü tesis etmeye ve hegemonyasını kurmaya çabalayan bu anlayış; herhangi bir bilgi paylaşımı, görüş isteme veya danışma gibi demokratik teamülleri yok saymıştır. Kendilerini demokratların hamisi gören bu anlayış, kendileri ile demokrat geleneği eş görüp, propagandasını yapmaktan geri de durmamaktadır. Eylemlerden gördüğümüz kadarıyla, söylemlerinde samimi olmayan bu anlayışlarla; ortak bir hedefe yürümek de gerçekçi değildir.

EMO Yönetimi, antidemokratik uygulamalarla örgütte yarılmalar yaratmakla yetinmemiş, sendikalı bir meslektaşımızı, herhangi bir gerekçe sunmadan, hukuksuz ve keyfi bir şekilde işten çıkarma kararı almıştır. Çalışanların en temel hakkı olan iş güvencesi ve sendikal örgütlenme özgürlüğüne yapılan bu müdahale, özellikle ekonomik krizin yakıcı etkilerinin hissedildiği ve iş güvencesinin her zamankinden daha fazla önem kazandığı böyle bir dönemde kabul edilemezdir. EMO, meslektaşların haklarını korumakla sorumluyken; EMO YK’nın kendi çalışanlarının haklarını hiçe sayması, bu sorumluluğu ne kadar yerine getirebileceğini de göstermektedir. Yönetim, Toplu İş Sözleşmesinde bulunan “Ekonomik gerekçelerle işten çıkarma yapılamaz” maddesini tanımamış, aynı zamanda sendika iş yeri temsilcisi olan başka bir çalışanın ekonomik gerekçelerle işten çıkarılması, yalnızca bir idari tercih değil; aynı zamanda emeğe, örgütlenme hakkına ve sendikal mücadeleye doğrudan bir saldırıdır. İşten çıkarmalar sonucu girişilen itibar zedeleme girişimleri de oda yönetimine yakışmamaktadır. 

Yaşananları, Türkiye’de derinleşen antidemokratik uygulamaların normalleşmesinden bağımsız düşünemeyiz. Siyasal iktidarın sürdürdüğü baskıcı ve otoriter yönetim anlayışı, yalnızca iktidarı değil; demokrasinin en büyük dinamiği olması gereken meslek örgütlerini de kuşatmış durumdadır. Yıllarca mücadele sonucunda oluşan demokratik ilkelere kapılarını kapatan her kurum gibi EMO yönetimi de bu otoriterleşme sürecine bilinçli bir şekilde eklemlenmiş ve eleştirdiği karşıtına dönüşmüştür. Odanın demokrat mirasının aksine, dönem başından beri yönetim kurulu kararlarını yayınlamayarak ve kararlardaki muhalefet şerhlerini kamuoyundan gizleyerek; şeffaflık ilkesini zedelemiştir. “Ben yaptım oldu” anlayışı ve önce yapıp sonra kararını alan anlayış; odamızı ülkenin ahvaline yaklaştırmış ve EMO’yu adeta kararnameler ile yönetilir hale getirmiştir. 

Farklı fikirlerin bastırıldığı, demokratik katılımcılığın engellendiği bir süreçte, Odamızın bırakın ülkedeki politik, ekolojik, ekonomik sorunlara müdahil olması, mesleki sorunlara etkin çözümler üretmesi dahi mümkün değildir.

Sonuç olarak, Elektrik Mühendisleri Odası yönetimini, kuruluş ilkelerine, demokratik teamüllere ve mesleki sorumluluklarına geri dönmeye çağırıyoruz. İşten çıkarılan çalışanların, işten çıkarılma kararı derhal geri çekilerek itibarları geri verilmeli, şube yönetimlerinin iradesine saygı gösterilmeli ve odamızın tüm karar alma süreçlerinde şeffaflık ve katılımcılık esas alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, EMO gücünü meslektaşlarından ve demokratik meşruiyetinden alır. Bu meşruiyetin zedelenmesi, en başta mesleğimize ve ülkemizin geleceğine zarar verecektir.

İktidar yanlısı grupların yönetimindeki şubelerin yeniden kazanılması, işten çıkartılan oda emekçilerinin işe alınması, şube yönetimlerinin ve meslektaşların iradesine saygı duyulması ve demokratik-katılımcı ilkelere göre yönetim anlayışı şekillendirilmesi için EMO YK’nın ve tüm meslektaşlarımızın üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.

Çağrımız sadece EMO YK’ya değil tüm demokrat grup ve meslektaşlaradır. Herkesi, zayıflayan, tekçileşen ve antidemokratikleşen bir odayı; özüne kavuşturmaya ve demokratik geleneğin mirasına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Meslektaşlarının haklarını koruyan, siyasete dair sözünü korkmadan söyleyebilen, güçlü, şeffaf, politik, katılımcı, meslektaşıyla üyesiyle dayanışan ve meslektaşının üyesinin haklarını her yerde koruyan bir EMO için mücadele etmeye çağırıyoruz. Demokratik ilkeler ve emek mücadelesi ekseninde bir araya gelen demokrat güçler olarak, önümüzdeki süreçte sağcılaşmaya ve iktidar yanlısı gruplara karşı mücadelede en önde olacağımızı duyuruyoruz.

 

Ankara Çağdaş Demokrat Mühendisler

Demokratik Platform

Devrimci Demokrat Mühendisler - Direnç

İstanbul Çağdaş Mühendisler

Mühendis Meclisi

Özgür Baretliler

Toplumcu Mühendisler Platformu